29 Haziran 2009 Pazartesi

ilk dokunuş






Merakla bakan bir çift göz ,
yanında ülayı oturuyor ama
kucağında minicik bir şey var ,
dokunmaya çekiniyor ,
cesaretlendiriyoruz ,
koluna elle ,
totosuna dokun ,
çekine çekine uzatıyor elini ,
pat pat yapıyor totusuna ,
incitmekten korkarak ...

Beren'in yanına gidene kadar bize yolda
parka gideceklerini ,
bakkala şeker almaya gideceklerini ,
elini tutacağını anlatmıştı oysa :)

Gülay Beren'in sırtına gazı çıksın diye
pat pat yapınca vuuma vuuma diyen de o :)

Çok tatlı dimi ? diyen ,
Ufacık dimi? diyen de ...


Çok şanslılar değil mi?
Bende çok isterdim kardeşimi ilk gördüğüm anı ...

Kuzenlerimle biraraya geldiğimiz
anların fotoğraflarına bakabilmeyi ...

Birer genç kız olduklarında birbirlerini
ilk gördükleri anın fotoğrafı onlarla olacak ,

Doğdukları an ,
doğumhaneden çıkıp bebek odasına gidişleri ,
ilk emdikleri an,
orda bulunan bütün akrabalarının sevinçleri
gözyaşları ,
duaları ,
herşey kayıtlı ...

Benim gibi kırka bir kalmış bir kadının ,
Z. kamil hastanesinde 70'li yıllarda doğan
standart herkes de olan kundağa sarılmış
bir resmi var elinde ...

71 yılında kardeşim doğduğunda ,
birde kapak yapılmış içinde resimle birlikte
boy kilo doğum tarihi ve saati yazılmış ,
kapağın üzerinde güvercinler uçuşuyor :)

Erken mi geldik ?
Yoksa o tarihlerde bizlerde mi
şanslıydık bir önceki nesile göre ?


24 Haziran 2009 Çarşamba

o minicik eller

Dün
4,220 gr. 50 cm. boyunda
bir mucize aramıza katıldı ...

Gülay'da Beren'de çok iyi

22 Haziran 2009 Pazartesi

28 aylık



İrem'e göre annenin saçı var , babanın yok :)

totosundan önce pasta da :)



Beren Naz'a hoşgeldin pastası , dün akşam annesine teslim edildi ...
Malzemeler günler öncesinden tamamdı
İrem'in cumartesi akşamı erkenden uyuması
ile rahat rahat hazırladım :)

19 Haziran 2009 Cuma

Beren Naz ...




23-06-2009 Salı günü
Gülay'ım Beren Naz'ı kollarına alacak ...

İrem'e bakarken nasıl içinin titrediğini ,
nasıl sevdiğini kelimelere dökemem belki ama
çok çok iyi bir anne olacaksın bundan eminim ...

Sağlıkla kucağına almanı diliyorum minik kuzumuzu
Bana ikinci bir kardeş oldun 10 yıldır
Elti 'lik sadece bir kelime olarak kaldı hep
Bir kere bile kırılmadık birbirimize

Bana yaptıklarının yarısını bile yapamadım
sana biliyorum
ama bilki
seni çok seviyorum .

bu çılgını çok seviyorum :)



o günden demis...



az önce mailime geldi ,
vildan çekmiş , hatırlamıyorum ...
ama şimdi hatırlattıkları , kızım , kuzum , canım ,
hiç ama hiç bükülmesin o boynun ...

18 Haziran 2009 Perşembe

en tatlı uyku



Çok şükür , sıkıntısız atlattık ...

Ameliyat sabahı arabada süt süt diye sayıklaya sayıklaya hastaneye gittik ,
Babam geldi Gönen'den , annemin endişelerini azaltmak burdaki gözü olmak için ,
Aga'sı , Gülay'ı , babaannesi , Vildan teyzemiz yanımızdaydı ...

Minicik bir ameliyat önlüğü giydikten sonra , belkide irem için en sıkıntılı olan
kolunda damar bulmadıkları için iki kol içi denendikten sonra sol elinin üstüne takılan kelebeği gözle kaş arasında çıkarması , sonra bacağından yapılan sakinleştirici iğnenin acısıydı , daha sonra ameliyathanede bilek içine takılmış kelebek , benim en kötü olduğum an ise o sakinleştirici yapıldıktan sonraki hali gözümün önünden gitmiyor hala , var ama yok , gözleri o kadar boş bakıyordu ki , bacağını kolunu bile oynatamıyordu , sedyeye yatırdığımda herşeyden habersiz girdi ameliyathaneye , sakinleştiriciden sonraki hiç bir şeyi hatırlamayacakmış.

Önce doktorumuz geldi odaya bitti çok iyi geçti birazdan gelecek dedi
Ameliyathanenin kapısına gittim ,kapı açıldı , minicik bedeniyle , o minicik ameliyat önlüğü ve beyaz bonesiyle çıktı , konuşuyorum , hemşire duymaz daha anestezinin etkisinde dedi , yatağına yatırdılar , 1 saat hiç durmadan ağladı , tekmeledi , kıpkırmızı oldu , artık sesi kısıldı , sesimizi duymadı , şarkı istemedi , konuşmamızı istemedi , sustuk babasıyla , babası serum aldığı elini tuttu , ben kafamı her akşam yaptığımız gibi kafasına soktum nefesi nefesim oldu ,iyice sakinledi uyudu , serum bitti , uyandı , kucak istedi, koridorda kucağımda dolaşırken yine uyudu , yatırdım , parmak ağıza alındı , hastaneden çıkma saatine kadar uydu , hemşire kapıyı vurup uyanınca haber verin dondurmasını getiriyim demesiyle gözler açıldı , 1 kup dondurma iştahla yendi bitti ...

Doktorumuz son kontrolünü yaptı, diyet listesini , reçetesini verdi ve bileğindeki kelebeğin çıkmasıyla evimize döndük , sorunsuz , sıkıntısız bir gece geçirdik hiç uyanmadan sabahı yaptık ...

Bosphorus hastanesinin Başhekimi Op.Dr.Fuat Güder'e nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum , o kadar ilgili , sıcak ve alçak gönüllüydü ki , sanki ailenizden biri gibi , o kadar yakın davrandı ilgilendi , hemşirelerimiz ve hastabakıcımız çok çok iyiydi , biz kendimizi bir hastanede gibi hissetmedik o gün...


(Resim : Gülay yengemizin makinasından, Dünkü hali)
Dün Ecenaz'ım , Vildan teyzemiz ve Gülay geldi , bol bol oyun oynadı iki cadı ...

Bugün işteyim , uyuyordu babaannesine götürdüğümüzde , inşallah bugün huysuzluk yapmaz ...

Berrin ,Ninom, Ayşen , Fatoş annemiz telefonla , Didem(Pastacı Rapunsel) ameliyattan bir gün önce yazdığı içimi çok rahatlatan , ne yaşayacağımızı anlatan mailiyle , bugün okuduğum gelen bütün yorumlarınız , iyi dilekleriniz için herşey için hepinize tek tek çok ama çok teşekkür ediyorum...

15 Haziran 2009 Pazartesi

kuzum ameliyat olacak ...



Cumartesi günü Bosphorus'a götürdük İrem'i , nezle olduğunda burnu çok tıkanıyordu , birde uyurken parmağını emdiği için iyice nefes alamaz hale geliyordu ,annem nerdeyse 1 yıldır geniz eti olabilir bir doktora götürün deyip duruyordu , kendi doktorumuza son gittiğimizde bu durumdan bahsedince alerjik olabilir deyip , bir şurup verdi , (biraz kullandıktan sonra vermedim çünkü huyu suyu değişti çok asabi ve hırçın davrandı)30.ay kontrolünde tekrar kontrol edeceğini söyledi..

Geçen hafta başında nezle olup burnu akmaya başlayınca , tekrar aynı sıkıntı başladı, uyurken buhar makinasını çalıştırmama rağmen geceleri çok huzursuz uyuyordu , bu sefer bir KBB doktoruna götürmeye karar verdik ve randevu aldık...

Muaynede kulak ve boğaz kontrolü yapıldı temiz çıktı , film çekilince kocaman bir geniz etinin minicik bir boşluk kalmış haliyle orda durduğu görüldü , nerdeyse burun hiç işlevini görmüyormuş , 9-10 yaşında kendinden geçebileceği ama bu arada sürekli ağızdan nefes aldığı için çene yapısının bozulabileceğini söyledi doktor ve ameliyat dedi, 10 dk. sürecek bir işlem olduğunu , akşam uyuduğunda birkaç kere başına gidip kontrol edeceksiniz nefes alıp almadığını , o kadar rahatlayacak dedi...

Salı günü sabah 9:00 da ameliyat olacak ...

Buraya kadar tamam , ama bundan sonrası bende ipler kopuyor ,
kafamda sürekli ya bişey olursa var
daha minicik deyip duruyorum ...

İrem'in Günlüğünde Seher'in İrem'in ameliyatıyla ilgili yazdığı yazıyı
okuyorum tekrar tekrar,
(Seher ben dün balonlar aldım ,İrem kendine gelince hediye sormuş ya sana :),

13 mayıs'ta vildan ameliyat olduğunda bir ay sonra da 13 haziran 'da kuzumunda ameliyat olacağı haberini alacağım aklımın ucundan geçmezdi ...

Benim gibi sulugöz , panik bir kadını yarın büyük bir sınav bekliyor ...

sakin olmalıyım,sakin olmalıyım ...

Buda geçip gidecek ...

12 Haziran 2009 Cuma

agbi meraba demedi !!!



Dün akşam İrem'le kayınvalidem'in apartmanında merdivenlerden iniyoruz.
Apartman sakinlerinlerinden genç bir çocuk merdivenlerden çıkıyor,

İrem - Merabaaaaa
Agbi - Ses yok , bakmıyor bile yanımızdan geçip gidiyor !!!
İrem - (Birkez daha )Merabaaaa
Agbi - Zili çalıp evine girdi bile ..
İrem - Saşkın , biraz da hayal kırıklığı içinde bana dönüp , Merabaa demedi anne ?
Anne - Duymadı kızım !!!

9 Haziran 2009 Salı

annem köfteler bitti ...




36 gün oldu gideli ,
sesinizle hasret gideriyoruz telefonda ...
bugün buzluktan İrem için yaptığın köftelerden çıkarıp çantasına koyayım dedim
bitmiş...
geçen haftaki son paketmiş demek ...
yoğurup , şekillendirip üşenmeden dörder dörder paketlediğin köftelerimiz ...
ya babamın çat kapı getirdiği o gün ne pişirdiysen payımıza düşeni , oh bu akşam hazır yemek diye sevinmelerim ...
cuma akşamından irem'le gelip kalmalarımız ,

ben sizi mi çok özledim ...
yoksa köfteler bitti mi diye sulandı gözlerim yazarken ...
senin yaptığın gibi olmayacak biliyorum ama deniycem ...

çok özledim...

8 Haziran 2009 Pazartesi

desarj





atladı,
zıpladı,
çığlık attı,
güldü ,
güldü,
güldü...

3 Haziran 2009 Çarşamba

annesinin kucağına verdiklerinde ...



Gülay'ım kızını kollarına aldığında ,
kokusunu içine çektiği anda ,
başında bu güzel tacı olsun istedim ...


Sevgili Ayşe'nin el emeği göz nuru , öyle güzel yaptı ki bugün geldi , fotoğraf makinem yanımda değildi ama Ayşe'nin tacı bitirdiğinde gönderdiği resim bu :) eline yüreğine sağlık...

1 Haziran 2009 Pazartesi

mayıs'ın son günü :)



Cumartesi akşamı Tayfun'un kardeşinin doğumgünüydü ve aynı zamanda Beşiktaş'ın şampiyonluğunu ilan ettiği akşam , İrem tişörtünün altına giydiği Beşiktaş bodysini agası(amca değil aga diyor bizimki) kapıyı açtığında tişörtü kaldırıp beşiktaşşş diye bağırarak fenerli agasını gıcık ettikten sonra , pastayı beraberce üflediler :)


Pazar günü 14:00 de uyuyup 17:00 de uyanınca sadece alışveriş için çıkabildik dışarı :)
Kuzu uyurken anne boş durmadı tabi , ütü yapıldı , yemek yapıldı , bezelyeler ayıklandı , haşlandı , buzluğa atıldı ...


Gülay'ın sayesinde anne kız resmimiz :)




Mısır bu kadar mı sevilir?

begüm mezuniyet :)


11 Temmuz 2007 'de mezuniyetinde yanındaydık 5 aylıktı İrem tık
Sonra Miami 'ye yolcu ettik , 1 yıl sonra tatil için yanımızdaydın , doyamadan sana ,yine gittin tık
Şimdi okulun bitti , bu mezuniyetinde yanında değildik ama resimlerin geldi bu sabah nice başarıların olsun , gülen yüzün hiç solmasın , seni çok özledik begüm :)
Lilypie Kids Birthday tickers