30 Nisan 2009 Perşembe

elimde kaşık, yoğurt kaşık kaşık...





Tam sokak kızı oldu pazartesi gününden beri her fırsatta parktta, sokakta, balkonda
Erkenden de uyuyor , benim uyuya kalma gibi bir durumumda olmuyor , bir masal , biraz kıkırdama yada anneannenin anlatığı bir masal yetiyor , uyuyor hemen , ben mi çay içiyorum keyifle , tv seyrediyorum , annemle , babamla eskilerden, yenilerden, 5 Mayıs'ta gidecekleri Gönen için hazırlıklarını konuşuyoruz , biraz üzülüyorum 5 ay yoklar , ama yinede onlar için seviniyorum , orda çok mutlu ve huzurlular ...
Bu sene iznimde irem'le kaçabilecekmiyiz yanlarına o biraz meçhul ...
Hayat süprizlerle dolu şimdiden bunları düşünmek boş biliyorum ama yapıyorum işte...

Dün annem ve irem arasında geçen bir diyalog ...
İrem Vildan da annem almaya gidiyor (Vildan niye evde ? teyet geçen kriz onların şirkete balıklama daldı çünkü mart ayı başından beri evde )
İrem ortadaki büyük sehpaya oturmuş ayaklarını pat pat vuruyor
  • Annem kızım vurma ayaklarını
  • İrem (Vildan'a dönüp yüzünde muzip bir gülümseme ile ) vurma diyo vuruyom ...
İşimiz var inatçı mı inatçı , dediğim dedik bir kız büyüyor ...

29 Nisan 2009 Çarşamba

kokoş yelek

Dün akşam bitirdim yeleği , nasıl bitti ,yine annemdeyim ondan bitti , dede brit fikrini verdi , anneanne düğmeyi seçti ve kokoş yeleğimiz bitti....
İrem'in üstünde görmek ise bu akşama kaldı :)

22 Nisan 2009 Çarşamba

seninle ....

26 gün
26 ay


26 yıl sonraki resmin için burda olurmuyum ??? ( 62 yaşında )

seni seviyorum
annem

kızımız ...



Büyüyor , günleri sayıyoruz , az kaldı ....
İrem elini Gülay'ın karnına koyuyor bebek burda diye ama ,
henüz anlayamıyor :)

Üst kat komşumuzun 3 aylık bebeğini kapımızda gördüğünde öylece kalakaldı , anlayamadı bir anlam veremedi , o kadar küçük bir bebeği görünce, çok hoştu bakışları :)

Minik prenses doğduğunda bizi neler bekliyor çok merak ediyorum , nasıl paylaşacak bakalım , o kadar çok seviyor ki Gülay'ı ...

masallar yola çıkıyor ...



Dün şirkette değildim eğitim için Kocaeli'ye gitmiştim , bu sabah geldiğimde masamda sipariş ettiğim kitapların geldiğini gördüm , paketleme tamam bugün yola çıkıyorlar


Kitap kampanyası ile ilgili bilgi için TIK

20 Nisan 2009 Pazartesi

o (ben) mutlu ,(yum),(yuz)




Salıncak , kaydırak , tahtıravelli , defalarca ordan oraya koşmaca ...
Her köpeği sevme , arkasından koşma ...
Pazar sabah 8:30 da kalkıp hiç uyumadan koca günü geçirme ...
Eve dönüş yolunda uyuma ve bu sabah 7:30'a kadar deliksiz uyku ...
Sabah gözünü açtığınca yüzünde kocaman bir gülümseme ...

16 Nisan 2009 Perşembe

İlelebet ...



GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927

başımın tacı :)



Sevgili Ayşe'nin el emeği göz nuru tacları blogunda gördüğümde bayıldım , hemen siparişimi verdim ve dün akşam elime ulaştı , anne kız beraber kullanıcaz :)

Sevgili Ayşe resimlerde başka güzeller ama
eline aldığında başka güzel , eline , yüreğine sağlık ,
gösterdiğin sıcaklık ve ilgi içinde çok çok teşekkürler sevgiler



gözler bunu gördü bu sabah



Sabah durakta beklerken ,
öyle güzellerdi ki ...
yapmadığım şey çantamdan çıkardım makinayı, çektim fotoğraflarını o kadar insanın arasında:)

15 Nisan 2009 Çarşamba

bunu seviyorum ...




Üzerine zeytinyağı gezdirilmiş , nane ve kırmızı biber eklenmiş ...
(Sivribiber de olmalıydı tabakta ama buzdolabında var sanıyordum yokmuş)

Bugün ki öğle yemeğimiz :)

14 Nisan 2009 Salı

her çocuğun bir masalı olmalı !


Journey to Orient öyle güzel yazmış ki , bana düşen kitapları seçip , göndermek ve masallarına kavuşan çocukların mutluluklarını hayal etmek...

Kitap kampanyası ile ilgili bilgi için tık

Kitapları ulaştıracağımız adresler:

Psk. Dr. A. Şebnem Soysal
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Çocuk Nöorloji Bilim Dalı
10. Kat Beşevler- ANKARA
0312 202 60 02

HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI
Yeşilovacık Belediyesi
Yeşilovacık-MERSİN

korkma kuzum



Korkusuz kızımı korkuttum

İlki geçen hafta annemden döndüğümüzde evin alarmının şifresini yanlış girip bütün mahalleyi ayağa kaldığımda oldu , yusuf apar topar nasıl apartmandan çıkaracağını bilemedi Ecenaz'la İrem'i , telefonla Tayfun'a ulaşıp şifreyi alana kadar da devam etti o acayip ses , alarmı kapadıktan sonra Vildan arabadan alıp eve getirmekte bayağı zorlanmış , kapıya geldi boynuma sarıldı ve akşam tayfun gelene kadar da yatak odasından salona götüremedim istemedi zorlamadım ...

Geçti bitti derken...

Dün akşam babam ve oğlum açıktı tv de, tayfun da gelmemişti daha , kek koymuştum fırına ona bakmaya mutfağa gittim döndüm tv kapalı irem masanın arka tarafında tv yi gösterip kapattım diyor , ama korkmuş anlayamadım , açmadım tv yi elimden tuttu yine yatak odasına gittik , tayfun gelene kadar çıkmadı yatak odasından , çağan ırmak beni bugüne kadar hep ağlattı ama kızımı da korkutmayı başardı , çok net değil kafamda uzun zaman oldu seyredeli , çocukların korkabileceği sahneler varmıydı hatırlayamadım ...

13 Nisan 2009 Pazartesi



Ben yaptım kendim kayıt oldum , ama adayları görünce de hiç şansın yok dedim sonra :)
http://2009.blogodulleri.com/kategori/1

Aile bloglarındayız , 9 oy almışım ,oylama başladığından beri

oy , oy , oy istiyorum ....
afişler asamadım,hopörlerden müzik yayını yapamadım ,buna rağmen ,
bana oy verirmisiniz ?

Aşağıdaki şiir de bana :)

Dalgacı Mahmut

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.

ORHAN VELİ KANIK

ayşen&figen&gülay







Bu seferki buluşma bizim buluşmamız oldu :)
Çünkü iki kuzu , zuzu cafeye girip oyun odasına girdikleri andan itibaren sadece su içmek için yanımıza geldiler , yemeklerini bile ablalarının ellerinden yediler oyun oynarken , eee bizede rahat rahat sohbet etmek kaldı ...

7 Nisan 2009 Salı

berro bak güncelledim :)



Berrin mail atmış 2 nisan dan beri yazmamışsın iyisiniz dimi ? diye sormuş , iyiyiz hemde çok iyiyiz, cuma akşamından beri annemdeyiz İrem'le ...
Cumartesi teyzemler, süt kardeşimiz ,annesi , çocuklar annemde toplandık ...
Pazar günü annemin su böreği hazırlığı ,İrem'in elinde oklava hamur görülmeye değerdi.
Öğleden sonra annem , kardeşim ve eşi İkea iki çocukla nasıl da keyifli , buldukları her koltuk yatak kendilerinin oldu birden bire o kadar rahatlardı :)
Bol bol resim çektim ama nerde resimler İrem'in güzel parmakları 350 ye yakın resmi pufff sildi .
Diğerleri kayıtlıydı pc de ama son iki gündür çekilenler gitti..

İkinci resimde mamin mamin yapıyor kuzu annem iki dizinden de ameliyat olduğu için yerde namaz kılamıyor , yatağın kenarında oturup kılıyor namazını , bizimki de annemi taklit ediyor ilk anını hemen yakalayamadım ,ilk anda yemeniyi başına takıp mırıl mırıl ağzını oynatıyordu :)

Annemde olmanın en güzel tarafı , uzun bir aradan sonra örgü örmeye vakit bulabilmek oldu.
İrem'e bir şapka ördüm , dün akşamda yeni bir yün alıp henüz yelek mi? hırka mı? olacak karar veremedim ama örmeye başladım :) özlemişim örgü örmeyi ...

Sırada ne zaman olur bilemiyorum dikiş makinamı ortaya çıkarmak var ama
bekliyorum şimdilik ...

Bunlar son keyiflerimiz annemler bu ayın sonuna doğru yine Gönen'e gidince , anne keyfi bitecek eylül - ekim ayına kadar ...


Ayşen
Tuğba
Ödüllendirmişler blogumu çok ama çok teşekkür ediyorum ,ikinize de sevgilerimi gönderiyorum.

2 Nisan 2009 Perşembe

bugün




Sabah İrem'i babaannesine bıraktık , hardalı alıp çıktım , yolda arabasının tekerleklerini !!! silen adamı görünce havlamaya başladı ( hardalın huyudur hareket eden herşeye havlar) adam döndü (karadeniz şivesiyle)" toobe toobe sabah sabah kafanı kırarım senin " dedi...

Güleyim mi ? ağlıyım mı?

Sekiz yıldır çok şey duydum , hatta insanlarla kavga bile ettim ...

Ama böylesini ilk defa duydum :)

Apartmanın beşinci katından karşı kaldırımın temizliğini savunan teyze gördüm...
(Çişini yapıyordu hardal)

Arabasının tekerleğine işedi diye beni dövmediği kalan amca yı gördüm , aynı amca 2-3 yıl sonra bir köpek aldı , acaba köpeklerin kokuyla çişini yaptığını rastgele işemediğini öğrenmiş midir?

Kakasını sokağın tam köşesini döndüğümüzde, aynı yerde yolun tam ortasına yapan bir köpek hardal :)

Elimde poşet bugüne kadar birgün bile kakasını yerde bırakmamışken ...

Sanki yanında ben yokmuşum gibi o havlayınca ona havlayan , laf atan , kızan ,
akşam eve dönüş saatimi bilen , apartman kapısını açtığımı anlayınca evde heyecanlanan ve bu pati seslerinden rahatsız olan , duvarları yumruklayan bir alt komşu ...

Hayvanseverler ??? çok etrafımda :)

Ama bu sabah ki başkaydı toobe tobee ...
Lilypie Kids Birthday tickers